“Sigara kullanımının kalp sağlığına etkileri...”

Doç.Dr. Sercan OKUTUCU, Sigaranın vücuda zararları sayılamayacak kadar çoktur. Sigara dumanı, çoğu kansere neden olan 5000'den fazla farklı madde içerir. Dumanın solunması halinde, bu zararlı maddeler akciğerler tarafından emilir ve tüm vücuda dağılır. Sigara içmek kalp damar hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları ve kanser gibi hastalıklar için en önemli risk faktörlerinden biridir. Ayrıca sigara kullanımı kanın oksijen taşıma kapasitesini düşürerek ve damar yapısını bozarak vücuttaki tüm organ ve dokulara zarar verir." dedi.

Sigara dumanı içindeki nikotin, karbon monoksit ve daha birçok zararlı madde kısa dönemde kalp hızını ve kan basıncını artırarak, damarlarda spazm oluşturarak, kanın oksijen içeriğini azaltarak olumsuz etkiler oluşturduğunu ileri süren Okutucu, şöyle devam etti: “Bu maddeler damar çeperinde hasara yol açar, kan yağlarında damar sertliğini kolaylaştırıcı yönde değişiklik yapar ve kanın pıhtılaşma özelliğini artırır. Bu değişiklikler sonucunda damarda daralma olur, hatta daha ileri durumlarda damar tıkanabilir. Daralan damardan az kan geçebileceği için bu damardan beslenen organ yeterli kadar beslenemez. Daralma veya tıkanma koroner damarlarda olduğunda kalbin beslenmesi yetersiz olur ve bu durum göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi belirtiler şeklinde kendini gösterir.”

Okutucu, “Sigara kullanımı kalp damar hastalığını hızlandırırken, kan basıncı düzensizliklerine, kalp krizlerine, beyin ve bacak damarlarında tıkanıklıklara, ciddi ritim bozukluklarına ve ani ölüme neden olabilir. Sigara nedeniyle yaşanan erken ölümlerin yarısı kalp hastalıkları nedeniyle meydana gelir.” dedi. Kalp krizi geçirme riskinin, sigara içenlere oranla içmeyenlerden yaklaşık 3 kat daha fazla olduğunu söyleyen Okutucu, “Günde sadece bir sigara içen kişilerde bile kalp hastalıkları riskinin hiç sigara içmeyenlere oranla yüzde 50 daha fazladır.” şeklinde ifade etti.

“Tütün ürünlerinin kalp damar ve solunum yollarında ne gibi zararları görülür”

Okutucu, “Türkiye’de de en çok sigara olmak üzere, nargile, az miktarda puro ve pipo ile yerel olarak sarmalık ve çiğneme tütün şeklinde tüketilmektedir. Dünyada her yıl tütün kullanımının yol açtığı sağlık sorunları nedeniyle milyonlarca kişi yaşamını yitirmektedir.” diyerek şu ifadeyi kullandı:  “Nargile kullananlar, nargileyi sigaradan farklı “zararsız” bir ürün olarak algılasa da birçok bilimsel araştırma nargilenin sanıldığı kadar masum bir ürün olmadığını ortaya koymuştur. Nargile; kalp ve damar hastalıkları, solunum yetersizliği, akciğer kanseri, diş eti hastalıkları, mesane kanseri, bronşit, yemek borusu kanseri, depresyon, yüksek tansiyon, ağız kanseri ve akciğer enfeksiyonları gibi pek çok hastalığa yol açmaktadır. Bununla birlikte ortak kullanıldığı zaman tüberküloz, grip, koronavirüs, hepatit C, uçuk gibi bulaşıcı enfeksiyonların yayılmasına neden olmaktadır. Aslında nargile bir tür sigara içme yoludur. Farklı aromalarla harmanlanmış tütünün buharlaştırılması temeline dayanır ve ne kadar tatlandırılırsa tatlandırılsın nargile içenlerin nikotin, polisiklik hidrokarbonlar, karbon monoksit ve nitrozaminler gibi bileşiklere en az sigara kadar maruz kaldıkları bilinmektedir.”   Dünya Sağlık Örgütü’nün bir raporuna göre sigara içerken yaklaşık 10 kez nefes aldığınız halde bir saatlik bir nargile içiminde 100 kez nefes alarak duman solursunuz diyen Okutucu,” Yaklaşık bir saat süren bir nargile seansında bir sigaradan alacağınız duman miktarından 100 ila 200 kat daha fazla duman solursunuz. Yani bir saatlik bir nargile seansı sırasında, 10 sigara içmişsiniz gibi etkilenirsiniz.” şeklinde sürdürdü.

Puronun zararları sigaranın zararları ile aynıdır. Tıpkı sigaradaki tütün gibi puronun içerisinde de tütün vardır. Bu tütün topraktan gelen bir takım ağır metalleri de içermektedir. Bu metaller, yanmayla birlikte duman olarak vücuda yayılır ve vücudu etkilemeye başlar. Özellikle puronun zararları, belirli bir süre puro kullanımından sonra daha net ortaya çıkmaya başlar diyen Okutucu, Sigara gibi puronun da vücuda ciddi zararlar verdiğini, solunum yolu enfeksiyonlarına, solunum yetmezliğine, kalp krizi riskinin 2-3 kat artmasına ve akciğer kanserine yakalanma riskini artırdığının altını çizdi. Okutucu, “Pipo tiryakileri de sigara tiryakileriyle aynı hastalık risklerini taşımaktadır. Birleşik Devletler verilerine göre sigara ve puroya alternatif olarak görülen piponun da sigaranın neden olduğu hastalık risklerini aynen taşıdığı saptanmıştır.” dedi.

Okutucu: “Sigara dumanı ölçümlerinde, içerisinde düşük katran saptanan sigaralar “light” ve “ultralight”’ olarak tanımlanmaktadır. Bu sigaralar da en az diğerleri kadar tehlikelidir. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki; kişiler hangi sigarayı içerse içsin, sigara içenlerin sigaraya bağlı hastalıklara yakalanma ve bunlardan ölme riski aynıdır. Vücuda daha az zarar verdiği kanısı oluşsa da aslında hafif sigaralar daha derin nefes çekilerek akciğerlerin en ücra köşelerine kadar gidebilmekte ve daha harap verici olabilmektedir. Bunun yanında içiciler yeterinde sigaraya doyamayacağı için günlük içilen sigara adedini de arttırabilmektedir.” şeklinde konuştu.

“Sigara içenlerin koronavirüs enfeksiyonu kapma riski daha yüksektir”

Okutucu, Tütün, elektronik sigara, nargile ve ısıtılmış tütün ürünlerinin genel vücut sağlığına ve tüm organlarımızın fonksiyonlarına olumsuz etkilerinin olduğunu belirtti. Okutucu, Tütün dumanı ve elektronik sigaralarda solunan duman, bağışıklık sistemini baskıladığını, ayrıca dumanın akciğerde öksürük refleksini engelleyerek, ciddi enfeksiyonlara yol açabilen virüs ve bakterilerin solunum yolları ve akciğerde tutunmasını kolaylaştırdığını söyledi. Bu nedenle koronavirüse karşı alınacak önlemlerin başında tütün ürünleri ve elektronik sigara kullanımına son vermek geldiğini söyleyen Okutucu, sözlerine şöyle devam etti:” Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sigara içenlerin koronavirüs enfeksiyonu kapma riski daha yüksektir. Ayrıca, sigara içme eylemi, ellerin dudaklar ile temasta olması demek bu da virüsün elden ağza taşınması olasılığını yükseltir. Ayrıca sigarayı içmek için sık sık maskeyi çıkartma gereksinimi de duyulacaktır. Bu da korunmayı daha da etkisizleştirecektir. Bu olumsuz etkiler ve içinde bulunduğumuz pandemiyi göz önünde bulundurduğumuzda eğer sigarayı bırakmak istiyorsanız, şu an tam zamanı olduğunu söyleyebilirim.”

 “Tütün ürünleri, solunum sistemi başta olmak üzere, birçok organda enfeksiyona yatkınlık kanser ve damar tıkanıklığı yaratır”

Okutucu, Sigara içiminin tüm dünyada önlenebilir hastalık ve ölüm nedenlerinin başında gelmekte olduğunu ifade etti. Sigaranın birçok yan etkisinin, giderek artan sayıda kanıtla, sigaranın bağışıklık sistemini baskılama özelliği sonucu oluştuğu söylenebilir diyerek şunların altını çizdi: “Sigaranın etkilediği bağışıklık sistemi elemanlarının başında solunum sistemindeki tüysü çıkıntıları olan hücreler, salgılardaki proteinler, organlardaki ve kandaki bağışıklık sistemi hücreleri gelir. Bu hücrelerin etkilenmesiyle solunum sistemi başta olmak üzere bir çok organda enfeksiyona yatkınlık, kanser ve damar tıkanıklığı  riski artar. “

“Sigarayı bıraktıktan sonra olumlu etkiler hemen başlar!”

Sigarayı bırakma konusu çok gerçekten çok önemli diyen Okutucu: “Sigarayı azaltmak veya günde sadece bir tane içmek sigarayı kesin olarak bırakmaya yardımcı olmamaktadır. Az içmek, çeşitli bahanelerle eski sigara içme alışkanlığına hızla dönmeye neden olacaktır. Dolayısıyla sigara tek seferde ve kesin olarak bırakılmalıdır.” dedi. Sigara tiryakisi olan bazı olgularda sigara bıraktırmayı kolaylaştırıcı ilaçlara başvurulabildiğini belirten Okutucu, “Burada dikkat edilmesi gereken, hastanın bu ilaçları kullanmaya uygun olup olmamasıdır. Sigara bırakmadaki en önemli nokta hastanın sigarayı bırakmak istemesidir.” şeklinde belirtti.

Okutucu şunları söyledi: “Sigarayı bıraktıktan sonra olumlu etkiler hızlı bir şekilde görülür. 20 dakika sonra, kan basıncı ve nabız normale döner, el ve ayak dolaşımı düzelir. 8 saat sonra, kan oksijen düzeyi normale döner, kalp krizi geçirme riski azalmaya başlar. Yaklaşık 2-4 hafta içinde solunum ve dolaşım daha da iyileşir, bu da yürüme, koşma gibi fiziksel aktiviteleri kolaylaştırır.”  Bıraktıktan 4-8 hafta sonra öksürme, nefes darlığı, hırıltı gibi problemler azalır ve akciğerleriniz güçlenir. Bundan sonraki 5 yıl içinde kalp krizi riski yarı yarıya azalır diyerek, “Sigarayı bıraktıktan 10 yıl sonra akciğer kanseri riski yarıya inerken kalp krizi riski neredeyse hiç sigara içmemiş bir kişinin riskine yaklaşır.” şekline vurguladı.

 “Türkiye'de kalp sağlığında sorunlar yaşayanların sigara kullanma oranı…”

Ülkemizde Küresel Yetişkin Tütün Araştırması verilerine göre, tütün kullanımı %30 civarında olduğunu vurgulayan Okutucu, Bu oran kalp sağlığı sorunları oranlarda neredeyse iki misline ulaştığını, Kalp hastalıklarına ve kalp krizine rağmen sigaraya devam etme oranınında da ne yazık ki %25’ler civarında olduğunu söyledi. Okutucu, “Sigaranın yarattığı devasa sorunlar giderilebilir, gereksiz kayıplar ve ölümler engellenebilir. Sorun çok büyük ve çok yaygın olduğundan, çözüm için uğraşmak sigara içen ya da içmeyen, herkesin görevidir. “ diyerek önemini vurguladı.

 “Sigara,nargile ve tütün ürünleri tüketenlerin korona virüse yakalandığında uygulanacak tedavileri şunlar…”

Sigara ise bilindiği üzere vücudumuzda en çok akciğerlerimizi etkiler şeklinde ifade eden Okutucu, “Sigara ve nargile gibi tütün ve tütün ürünleri kullanımı da solunum yollarının savunma mekanizmalarını bozar ve koronavirüs dahil pek çok solunum yolu enfeksiyonunun gelişimini kolaylaştırır. Salgın sürecinde yapılan çalışmalarda sigara içenlerde ağır zatürre ve solunum yetmezliği ile seyreden COVID-19 vakalarının daha sık olduğu ve bu grupta ölüm riskinin daha yüksek olduğu saptanmıştır.  Sigara, nargile ve tütün ürünleri tüketenler corona virüse yakalandığında uygulanacak tedaviler içmeyenlerle aynıdır. Bununla birlikte sigara, nargile ve tütün ürünleri tüketenlerde daha çok hastaneye yatış, daha çok solunum makinesi gereksinimi ve tedaviye daha kötü yanıtla karşılaşılabilinmektedir.”