Kış aylarının gelmesi ile grip ve nezle gibi hastalıklar artmaya başladı. Bununla beraber pandemi de eklenince kalp rahatsızlıkları yaşayanlar kış aylarında ciddi risk grubundalar. Bu konuda dikkat edilmesi gerekenleri Dr. Sercan Okutucu gazetemize aktardı.

Özgür ALTIN/ANKARA

Kış ayları geldi çattı. Soğuk havalarda kalp rahatsızlıkları olanlar neler yapmalı veya neler yapmamalı bu konu hakkında bilgi veren Dr. Sercan Okutucu şunları aktardı; “Grip kalp yetmezliği, kalp damar hastalığı, kalp kapak hastalığı, doğumsal kalp hastalığı bulunanlarda daha ağır seyredebilir.”

KALP RAHATSIZLIKLARI OLANLAR DİKKAT ETMELİ

Kalp ve damar rahatsızlıkları olanlara kış mevsimlerinde daha dikkatli olması gerektiğini ifade eden Okutucu, son dönemde artış gösteren Covid-19 için de uyarılarda bulundu. Okutucu: “Kış aylarında havaların soğumasıyla birlikte nezle ve grip gibi hastalıkların sıklığında artış gözlenir. Bu artış kış aylarında insanların kapalı ortamlarda daha çok vakit geçirmesi ve solunum yolu enfeksiyonlarının bulaşmasına daha açık olmalarıyla açıklanır. Örnek olarak soğuk bir havada bir yere gideceğimizde yürümek ya da bisiklet sürmek yerine otobüse ya da metroya binmeyi tercih ederiz. Bu ortamda öksüren ya da hapşıran biri olduğunda canlı virüsleri taşıyan damlacıkların çevreye saçılması ile enfeksiyon yayılır. Bu damlacıklar birkaç saat boyunca havada kalabilir ve insanlara hastalığı bulaştırabilir. Bu nedenle kalabalık ortamlarda bulunan kimseler özellikle risk altındadır. Ayrıca hasta kişinin eline ve oradan da kapı kolu, telefon gibi nesnelere bulaşan, virüs içeren parçacıklar başka bir kişinin temas etmesi sonucu eline oradan da elini ağzına, burnuna, gözüne götürmesiyle hastalığa yol açabilir. Tokalaşma, öpüşme ve sosyal mesafeyi koruyamamak önemli bulaş yollarıdır. Ayrıca gribe ve nezleye neden virüslerin soğuk ve kuru havalarda daha uzun süre yaşayabildikleri ve bulaştırıcı olabildikleri bilinmektedir.” dedi.

Dr. Sercan Okutucu

Grip, nezle ve Covid-19’un birbirlerine karıştırıldığına da değinen Okutucu sözlerine şöyle devam etti; “ Grip, nezle ve Covid-19 birbirine karıştırılan ve aslında belirtileri de birbirine benzeyen 3 farklı hastalıktır. Nezle hepimizin çok sık geçirdiği viral bir enfeksiyon. Burun akıntısı ile başlar, yüksek ateş yapmaz. Genellikle biraz yorgunluk, halsizlik olur ve birkaç günde en fazla bir haftada iyileşirsiniz. Grip hastalığındaysa, baş ağrısı, yorgunluk hissi, kuru öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve kas ağrıları gibi yakınmalar sıkça görülür. Grip kalp yetmezliği, kalp damar hastalığı, kalp kapak hastalığı, doğumsal kalp hastalığı bulunanlarda daha ağır seyredebilir. Basit bir üst solunum yolu enfeksiyonu olarak seyretmesi beklenen hastalığın zatürreye yol açarak akciğerlere yayılması ve ikincil hastalıkların da tabloya eklenmesi ile hastalık ağırlaşabilir. Griple birlikte önceden kalp hastalığı olan kişilerde yeni kalp krizleri tetiklenebilir. Kalp yetmezliği nedeniyle izlemde olan kalp yetmezliğini kötüleştirebilir. Grip nedeniyle rastgele kullanılan ilaçlar da bazen kan basıncı düzensizliklerine, ritim bozukluklarına ve çok nadiren de damar spazmıyla birlikte oluşan kalp krizlerine neden olabilir.

KALP RAHATSIZLIĞI OLANLAR NASIL ÖNLEM ALMALI?

Kalp, damar rahatsızlıkları olan vatandaşların kış mevsimi ile birlikte bazı önlemleri almaları gerektiğini vurgulayan Okutucu sözlerine şöyle devam etti; “ Kalp, damar hastalığı olanlar gribe karşı önlem almalılardır. Genel önlemlerle başlarsak ellerin sıkça yıkanması, maske kullanımı ve sosyal mesafeye dikkat edilmesi Korona Virüs enfeksiyonunu azalttığı gibi gribi de önlemektedir. Risk altında olan yani grip hastalığının ağır seyretmesi beklenen hastalara aşı uygulanmalıdır. Risk altında olanlar arasında 65 yaş üstündekiler, bakımevinde kalan ve kronik hastalığı olanlar, akciğer hastalıkları olanlar, kalp damar hastalığı, kalp yetmezliği, kalp kapak hastalıkları, doğumsal kalp hastalığı olanlar, böbrek yetmezliği bağışıklık sisteminin baskılandığı AIDS ve kemik iliği kan yapım yetersizliği olanlar ve bazı romatolojik hastalıklar bulunmaktadır.”

Grip aşısı yaptırmanın önemli olduğunu belirten Okutucu şunları aktardı; “ Grip aşıları uygulandığı kişilerin bir bölümünde hastalığın ortaya çıkmasını önler, diğer bazı kişilerde ise belirtilerin hafif geçmesi sağlayabilmektedir. Bu da özellikle altta yatan ciddi hastalığı olan kişilerde hayat kurtarıcı olabilir. Toplumda gribe yol açan virüsler her yıl değişebileceği ve aşının koruyuculuğu zamanla azalabildiği için aşının her yıl uygulanması önerilmektedir. Hastalığın ağır seyretmemesi için risk grubunda olduğu belirtilen tüm hastaların ve bunlara virüsü taşıyabilecek hasta yakınları ve sağlık çalışanlarının aşı olması gerekmektedir.”

OKSİJEN VE KALP

Solunum yolu ile bulaşan hastalıkların da kalp ve damar rahatsızlıklarına neden olabileceğini ifade eden Okutucu şunları aktardı; “

Solunum sistemiyle kalp, damar sistemimiz birbiriyle çok yakından ilişkilidir. Kalbimizin gereksinim duyduğu oksijen de ağız ve burnumuzdan aldığımız havadaki oksijenin akciğerlerden kanımıza geçişiyle sağlanır. Solunum sistemini etkileyen hastalığın tipine göre kalpte farklı etkiler çıkabilir. Örnek Korona Virüs Pnömonisi, Grip, Zatürre ve diğer solunum yolu enfeksiyonları kalp krizini ve birçok başka kalp hastalıklarını tetikleyebilir.”

Temiz hava ve oksijenin de önemli bir etki olduğunu ifade eden Okutucu sözlerine şöyle devam etti; “ Daha temiz hava olan yerlerde yaşayanlarda daha az kalp krizleri ve kalp damar hastalıkları gözlenmektedir. Şehir yaşamının en büyük sorunlarından biri kuşkusuz hava kirliliğidir. Akciğerlerinden hasta olanların böyle zamanlarda artan nefes darlığı şikayetleriyle acil servislere koştuklarını duyarız. Ama hava kirliliğinden söz ederken kalp hastalıkları pek aklımıza gelmez. Oysa kirli hava, damar sertliğinin ilerletip kalp krizlerine neden olabilir. Karbonmonoksit gibi gazların yanı sıra gözle görünmeyen, havada asılı kalan küçük parçacıklar da havayı kirletir. Boyları, şekilleri, kimyasal bileşimleri birbirinden farklı olan bu parçacıklar, kalp ve akciğerlerimizin düşmanıdır. Isınma amacıyla yaktığımız odun, kömürden, sanayinin atmosfere verdiği atıklarından ve otomobillerin egzosundan havaya yayılan bu parçacıklar çeşitli büyüklüktedir. Farklı büyüklüklere göre kalp damar sistemimizde ve akciğerlerimizde yaptığı etkiler de farklıdır. Araştırmalar hava kirliliğinin sadece var olan kalp damar hastalıklarını kötüleştirdiğini değil aynı zamanda damar sertliği oluşumunu ve ilerlemesini hızlandırarak, yeni kalp hastalıkları yarattığını da göstermektedir.”

Kırsal kesimde yapılan tezek yakma durumları hakkında da bilgi veren Okutucu, geleneksel tarzda yapılan ısınma yöntemlerinin de kalp rahatsızlıklarına neden olabileceğini aktardı. Okutucu: “ Kırsal alanda kullanılan geleneksel ısınma sistemleri kalp damar hastalıkları için sorun oluşturabilir. Bunun en önemli nedeni solunum sistemi üzerindeki olumsuz etkileridir. Solunum sisteminin bir hastalığı olan Kronik Obstruktif Akciğer Hastalıkları (KOAH), Kalp, Damar ve Beyin Damar Hastalıklarından sonra üçüncü en sık ölüm nedenidir. KOAH hastalığın görülme sıklığı sosyoekonomik düzeyi düşük olan toplumlarda çok daha yüksektir. KOAH’ın en önemli nedenlerinden biri de kırsal bölgede yemek yapmak, ekmek pişirmek ve ısınmak amacıyla çalı, tezek ve odun kömürü gibi organik maddelerin yakılmasıyla oluşan biyoyakıt dumanını solumaktır.” dedi.

DOĞRU GİYİNMEK ÖNEMLİ

Mevsimine uygun giyinmenin önemli olduğunu ifade eden Okutucu şunları aktardı; “ Aslında bununla ilgili çok bir bilimsel veri yok. Mantık çerçevesinde ve temel bilgilerle yanıt vermem gerekirse doğru giysileri doğru şekilde giymek bizi soğuktan iyi bir şekilde korur. Kat kat giyinmek çok sağlıklı değil. Isıya göre giyimin ayarlanması gerekiyor. Fakat bu giyinmeyi abarttığımız takdirde gereksiz yere sıcak bir ortam oluştururuz. Böyle bir durumda tansiyon dengesizliklerine ve ritim bozukluklarına neden olabilir.”

Kış mevsiminde doğru giyinmek kadar yapılan sporun doğru olması gerektiğini de ifade eden Okutucu sözlerine şöyle devam etti; “ Kış aylarında, özellikle havanın soğuması ile birlikte kalp krizi oranlarında artış görülür. Soğuk hava, bir taraftan kalbin iş yükünü arttırmaktadır ayrıca soğuk havalarda kalbe kan taşıyan Koroner Damarlarda büzüşme oluşturabilir. Soğuk havada aşırı egzersizden kaçınmak gerekir. Yürüyüş için havanın ısınmaya başladığı öğlen saatlerini tercih etmeliyiz. Egzersize yavaş yavaş başlamamız daha uygun olur. Çünkü vücudumuzun egzersiz için doğru çalışma sıcaklığına gelmesi kış aylarında daha fazla zaman alır. Soğuk havalarda burundan nefes almamız önemlidir böylelikle hava, ciğerlerimize ulaşıncaya kadar ısınmış olur. Bunlara ek olarak su tüketimini ihmal etmemeliyiz. Gün içerisinde 2, 2.5 litre sıvı tüketmemiz gerekir. Kritik sınır olan eksi 10 derecenin altındaki hava koşullarında egzersiz yapmak için açık alanları tercih etmemek gerekir.”

2. DALGA KALP HASTALARINA DAHA FAZLA RİSKLİ

Korona Virüs Salgını kapsamında 2. Bir dalgaya girildiği iddia edilmekte. Bununla birlikte kalp, damar ve diğer rahatsızlıkları olanların risk grubunda olduğunu ifade eden Okutucu şunları aktardı; “ Korona Virüs Salgını tüm dünyayı etkilemeye devam ediyor. Bugün itibari ile dünya genelinde vaka sayısı 50 Milyona yaklaştı ve virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 1 Milyonun üzerindedir. Kuzey Yarımkürede kış mevsimine hazırlanırken dünya çapında artan vaka ve ölüm sayıları Korona Virüste ikinci dalga paniğini arttırıyor. Artan vaka sayıları kalp hastalıkları açısından da çok önemli bir konu. Korona Virüs enfeksiyonu kalp hastalığı olan kişilerde daha ağır ve ölümcül seyreder. Kalp hastalığı olan kişilerde Korona Virüs damar içi iltihap sürecini arttırarak damar içi pıhtı oluşması, yeni kalp krizlerini tetiklemesi gibi yollarla ölümlere neden olabilir. Buna ek olarak Covid-19 önceden kalp hastalığı olmayan kişilerde de, kalp damarlarının içinde iltihabi süreç veya kalp kaslarında iltihabi süreç olan miyokardit dediğimiz hastalıkları tetiklemek yoluyla da kalp hastalığına neden olabilir.  Bundan ötürü bu dönemde kişisel korunma yöntemlerini en üst düzeyde tutmamız gerekiyor. Maske takmak, el yıkamak ve kişisel mesafeye dikkat etmek eskisinden daha önemli artık.”